Üstün yetenekliler, akranlarına göre hızlı öğrenebilen, farklı ilgi alanlarına, farklı bir mizah anlayışına ve sıra dışı bir hayal gücüne sahip, merak, merhamet, adalet duyguları oldukça gelişmiş, yüksek düzeyde performans gösteren bireyler olarak tanımlanırlar. Bu sıra dışı özellikler nedeniyle beyaz perdeye de zaman zaman konu olan üstün yeteneklilerle ilgili, süper insan oldukları, bütün akademik alanlarda başarılı oldukları, bütün üstün yeteneklilerin birbirine benzer özelliklere sahip olduğu gibi sıra dışı mitler öne sürülmüştür. Bu algıların oluşmasında yetersiz bilgiye sahip olunmasının yanı sıra beyaz perdenin ve medyanın kendine has üslubu da etkili olmuştur.
Araştırmada, üstün yetenekli çocukların hayatlarının beyaz perdeye aktarıldığı Little Man Tate ve Gifted isimli filmlerin, üstün yeteneklilerin tipik özellikleri açısından incelenmesi ve filmler üzerinden üstün yeteneklilerin sinemadaki izdüşümlerinin eleştirel olarak ele alınması amaçlanmıştır. Nitel araştırma yaklaşımı kullanılan bu araştırmada doküman inceleme yöntemiyle toplanan veriler, kategoriler oluşturularak ele alınmış ve içerik analizi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda her iki filmde de çocukların zihinsel kapasiteleri ile ön plana çıkarıldığı, ailenin ve çevrenin öneminin altının çizildiği, akademik üstünlüğün onların birer çocuk olduğu gerçeğini unutturmaması gerektiği mesajlarının verildiği görülmüştür. Filmlerin her ikisinde de çocukların sosyal becerilerde ve iletişimde sorunlar yaşadığı, akranlarla iletişim kuramadığı, çevre ve aile beklentisinin-baskısının sorunları daha da büyüttüğü konusunda ortak bir dil kullanıldığı; üstün yeteneklilerin akademik açıdan akranlarından ileride olmalarının duygusal açıdan da ileride olacakları anlamına gelmediği, uyumsuz gelişimin olabileceği gerçeğinin altı çizilmiştir