MAKALELER

Tüzyev Mozaik Eğitim Kurumları olarak Rehberlik departmanımızın desteğiyle konusunda profesyonel uzmanlarca yazılmış makaleleri ve makale çevirilerini bu bölümde sizlerle paylaşmak istiyoruz. Bu bölüm sık sık güncellenmektedir, periyodik olarak ziyaret etmenizi öneririz.

Ülkemizde üstün yetenekli çocukların eğitimi ile ilgili çalışmalarda, onların eğitimleri ile doğrudan ilgilenen ve bir çok sorun yaşayan anne babaların eğitimlerinin göz ardı edildiği gözlenmektedir. Doğduğu andan itibaren gereksinimleri normal çocuklardan farklılaşan üstün yetenekli çocukların anne babalarının çocuklarının eğitiminde yalnız bırakılmamaları gerekmektedir. Bu noktada üstün yetenekli çocukların belirlenmesi ve ilgi ve yetenekleri doğrultusunda gelişmelerinin sağlanmasında önemli rolleri alan anne babaların da eğitimi önem kazanmaktadır.

Üstün yetenekli çocuk tanımı ile ilgili birçok görüş ileri sürülmesine karşın, son halini almış bir tanıma rastlamak güçtür. Terman, sadece Stanford-Binet IQ testinin yaratıcısı değil aynı zamanda Amerika’da üstün yeteneklilerle ve onların özellikleri üzerinde en uzun süre boylamsal araştırmalar yapmış biri olarak zekayı genel faktör olarak kabul etmektedir. Thurstone ve Gardner gibi diğer psikologlar zekanın bir çok boyutu olduğunu ileri sürmektedir. Zekayı bütünsel olarak ölçmek için var olan ölçme araçları ile ölçmeyi bırakmayı, bireysel yaratıcı düşünmenin merkezinde karar verme becerisinin önemli bir bileşen olduğunu ileri sürmektedirler. Başarma fonksiyonu, ölçmeden çok neye dikkat ettiğimiz, sorunları açıklamak için seçtiğimiz stratejiler ve düşüncelerimiz arasında nasıl bir bağ kurduğumuzu gözlemek gerekmektedir (Gallagher, 2008). Silverman (2010) üstün yetenekliliği normlardan nitelik olarak farklılaştığının farkında olma, içsel deneyimlerle yaratmada yoğun bir birleşim ve ileri bilişsel becerilerde eş zamanlı olmayan gelişim olarak tanımlamaktadır.

Clark’a (1997) göre üstün yetenekli çocukları diğer çocuklardan ayıran özellikler seçkin yetenekleri ve yüksek düzeyde iş yapmaya yeterliliktir. Bu çocukların kendilerine ve topluma katkıda bulunabilmeleri için, normal okul programlarının ötesinde farklılaştırılmış eğitim programları ve hizmetlerine gereksinim duydukları görülmektedir. Çağlar (1986) genel zihin yeteneği, özel akademik yetenek, yaratıcı ya da üretken düşünme yeteneği, liderlik yeteneği, görsel ve sanat yeteneği, psiko-devinimsel yetenek gibi alanlardan biri, birkaçı veya bunların birleşmesinden oluşan bir bütünlük içinde yüksek başarı gösterme ve gizil güçlere sahip olma yönlerinden diğer çocuklardan farklılaştıklarını belirtmektedir. Renzulli üstün yetenekliliği, genel ve özel yetenek düzeyi ve yaratıcılığın yanı sıra bir işi başından sonuna kadar götürecek görev anlayışı olan motivasyonun sayılan özelliklerle etkileşimi olduğunu ileri sürmektedir.

Bireyin yukarıda sayılan ölçütlerin hepsinde yaşıtlarının % 85’inden ve en azından birinde %98’inden daha başarılı olması halinde üstün yetenekli olabileceğini ileri sürmektedir. Renzulli kişilik ve çevresel öğelerin de bireyin üstün olma niteliğini kazanmasında etkili olduğunu ileri sürmüştür. Beyin ile ilgili olarak yapılan son araştırmalara dayalı olarak Clark yüksek zeka düzeyini bilişsel, duyuşsal, fiziksel ve sezgisel olarak adlandırılan beynin dört işlevinin ileri düzeyde ve hızlı gelişmesinin sonucu olarak tüm beyin işlevlerinin etkin ve bütünleştirilmiş kullanımı olarak açıklamaktadır (akt. Davaslıgil, 2008).