Değerli velilerimiz;
Uzun bir yaz dönemi sonrasında 2022-2023 eğitim-öğretim yılına öğrencilerimizle birlikte en iyi şekilde başlayacak olmanın sevinç ve hazırlığı içindeyiz. Okula dönüş sürecinin içinde bulunduğumuz bu günlerde öğrencilerimizle buluşacak olmanın heyecanını yaşıyor, onların da benzer bir heyecana sahip olduğunu tahmin ediyoruz.
Bununla birlikte okul olgusunu ilk kez deneyimleyecek olan, okulumuza yeni katılmış ya da tatil dönüşünde okula adaptasyon konusunda desteğe ihtiyaç duyabilecek öğrencilerimizin birtakım kaygılarının da olabileceğini öngörüyoruz. İster ilk defa okula başlasın isterse olumsuz okul deneyimi olan çocuklar için okula başlama süreci tüm aileyi etkileyen stresli ve yorucu bir süreç olabilmektedir. Her çocuğun kaygılı tutumunun altında farklı sebepler olabildiği gibi tepki verme biçimleri de farklılık gösterebilir. Bazı çocuklar ailelerine tutunma isteğiyle ağlayabilir, hassas tepkiler verebilir, baş ya da karın ağrılarından şikayet edebilirler. Bazıları ise içine kapanabilir, okula gitmemek için diretebilir veya pazarlık yapmaya çalışabilirler. Okulun ilk günü yaklaştıkça çocuklar; okulun nasıl bir yer olduğu, öğretmeninin kim ve nasıl biri olduğu, arkadaşlarının kimler olacağı ya da ailelerinden uzak kaldığında neler yaşayabileceklerine dair okula bağlı birçok konuda soru işaretlerine sahip olabilirler.
● Yeni öğretmenim kim olacak, acaba nasıl biri?
● Eski arkadaşlarımdan biriyle aynı sınıfta olabilecek miyim?
● Yemek yerken nerede oturacağım?
● Ya okul servisini kaçırırsam?
● Tuvalet konusunda yardıma ihtiyaç duyarsam ne yapacağım?
● Ya dersler bana çok zor gelirse?
● Geçen yıl öğrendiğim hiçbir şeyi hatırlamıyorum ki... şeklindeki düşünceler çocuklar tarafından dile getirilebilir. Önemli olan sizin bu soru işaretlerini giderebilmek adına süreci doğru yönetmeniz ve onun okula gitmesini sağlamanız olmalıdır. Okula, “nasılsa ilk gün gitmese de olur, ilk haftada dersler pek işlenmez ki” gibi yaklaşımlarla verilen toleranslar çocuğun kaygılarını anlık olarak azaltsa da okula başlama sürecini erteledikçe endişelerinde haklı olup olmadıklarını öğrenme şansını da engellemiş olursunuz. Ayrıca çocuklar evde kaldıklarında;
● Okul ve çevresini gözlemleme şansı
● Akranlarıyla oyun, etkileşim ve kaynaşma deneyimi
● Yetenek ve ilgi alanlarının erken fark edilmesi
● Akademik etkinliklerin başlangıç aşamalarının uygulanması
● Materyal, kitap, kırtasiye ürünleri gibi eğitim unsurlarını tanıma
● Okul aktivite ve etkinlik akışını öğrenme gibi birçok fırsat ve gereklilikten de mahrum kalmış olurlar. Peki hem bahsettiğimiz bu kaygıları azaltmak hem de çocuğun rahatlamasını kolaylaştırmak için ne gibi yaklaşımlar faydalı olur?
1) Temel İhtiyaçlarını Yeterli Düzeyde Karşılamak:
Çocuğunuzun yeterince uyuduğundan, düzenli yemek yediğinden, sağlıklı atıştırmalıklar tükettiğinden ve günlük aktivite / oyun ihtiyacını karşılayabildiğinden emin olmanız önemlidir. Zihinsel, fiziksel ve duygusal ihtiyaçları karşılanan (doyan) çocukların kaygılarıyla başa çıkması daha kolay olacaktır. Ayrıca, yeterince uykusunu alan ve düzenli beslenme rutinine giren çocuğu okula hazırlanma konusunda daha kolay motive edebilirsiniz.
2) Onu Daha İyi Anlamak İçin Empati Kurmak:
Çocuğunuzun endişelerini dinleyip not alabilirsiniz. Niçin kaygı duyuyor? Ne olacağını düşünüyor? Kaygılarını doğrulayan somut bir unsur var mı? Çocuğun korkularını paylaşmasına ve aklındakileri söylemesine fırsat tanımanız önemlidir. Bazı çocuklar için doğaçlama yapılan konuşmalar kendilerini ifade etmesine kapı aralar. Bazı çocuklar içinse, ona özel bir zaman dilimi ayırıp tüm dikkatinizi vermeniz durumunda kendilerini daha rahat hissederek açabilirler. Çocuk için doğru zaman onun kendini açmaya/anlatmaya en yakın olduğu zamandır (bu bazen arabadayken, banyo yaparken, kahvaltı masasında ya da akşam yemeği vb. gibi ortamlar bile olabilir). Çocuğunuzun mizaç ve duygusal özelliklerine göre doğru zamanı ve iletişim biçiminizi şekillendirebilirsiniz.
3) Fark Edilen Sorunları Çözümlemek :
Çocuğunuzu ne ya da nelerin kaygılandırdığını öğrendikten sonra, bununla baş etmek için bir plan oluşturabilirsiniz. Kaygıları olan çocuklar sorunlarıyla baş etme becerilerine güvenemeyip denemekten bile kaçınabilirler. Doğrudan kaygı unsurlarına değinip, sağlam çözümlere sahip bir plan oluşturduğunuzda kaygılar da önemli ölçüde azalacaktır. Örneğin “ya sınıfta tek başıma kalırsam” düşüncesindeki çocuğa “Bir çocuğun okulda yalnız başına kalmasının mümkün olmadığını, her zaman en az bir öğretmenin yanlarında bulunacağını, öğretmenlerin bu tür konuları önemseyip çok dikkat ettiklerini” paylaşabilirsiniz. Gündeme gelen buna benzer hususlarda, ilgili eğitimcilere bilgi aktarımı yapmak işbirliğini ve çözüme ulaşmayı kolaylaştıracaktır. Ayrıca ihtiyaç duyduğu her konuda onu dinlemekten keyif alacak öğretmenlerin olduğunu, yardım istemenin işleri kolaylaştıracağını anlatarak ferahlamasını sağlayabilirsiniz.
4) Okulun Pozitif Yönlerine Odaklanmak:
Çocuğunuzu en çok nelerin endişelendirdiğini tespit ettiniz ve bu kaygılara yönelik bir başa çıkma planı hazırladınız, ihtiyaç duyulan konularda da bilgi aktarımı sağladınız; şimdi sırada okulla ilgili pozitif yönleri ele almak var.
“Okulun ilk günüyle ilgili en çok heyecan duyduğun üç şey ne?
‘’Yeni arkadaşlarınla ilgili en çok neyi merak ediyorsun?’’
‘’Acaba öğretmenin sizin için ne tür eğlenceli etkinlikler hazırlamıştır?’’
‘’Okul bahçesinde en çok oynamak istediğin oyun hangisi’’...
gibi sorularla çocuğunuzun bakışını büyük oranda olumlu bir yöne yönlendirebilirsiniz. Cevapları ‘’bir an önce eve dönmek’’, ‘’kimsenin bana bir şey sormaması’’ gibi cevaplar olsa bile, okula dair farkında olmadığı olumlu yönleri ön plana çıkarmak faydalı olacaktır.
5) Kendinizi Motive Edin ve Net Olun:
Yaşça küçük veya yeni bir okula başlayan çocukların ebeveynleri için çocuklarının ihtiyaç ve sorumluluklarını öğretmenlere bırakmak kaygı verici bir durum olabilir. Fakat unutmayın ki sizin duygu ve tepkileriniz çocuğunuzun duygularını ve tepkilerini etkiler. Yani, siz ne kadar özgüvenli ve sakin görünürseniz, çocuğunuz da önündeki bu yeni güçlüğün üstesinden geleceğine o kadar inanır. Destekleyici ancak kararlı olun. Yönergeleri ona gülümseyerek ama net bir şekilde vermeye özen gösterin. Çocuğunuzun direnç göstererek sizi yönetme çabalarına, pazarlık yapma girişimlerine prim vermediğinizden emin olun. Bunun yerine, sakin bir ses tonuyla:
“Okula gitmenin seni endişelendirdiğinin farkındayım ancak, okulun senin için çok öğretici bir ortam ve gitmen gereken bir yer biliyorum,neden endişelendiğini bana söylersen bu konuda konuşabiliriz.’’ diyerek çözüm odaklı yaklaşmayı deneyebilirsiniz.
Bizler Rehberlik Birimi olarak okulun ilk günü itibariyle öğrencilerimizin sosyal duygusal, pedagojik ya da kaygıya bağlı ihtiyaçları konusunda çözüm üreterek sağlıklı bir adaptasyon süreci geçirmeleri amacıyla hazır olacağız. Hep birlikte sağlıklı, verimli ve mutlu bir dönem geçirmemiz dileğiyle...